Yeşil ofis ile ilgili yazımızın devamı olan yeşil ofis nedir? ofiste tasarruf yöntemleri -2 ,green office nedir ? isimli yazımızdır. Bu yeşil ofis ‘lerle ilgili türkiye’deki yeşil ofisler yazımız , bu yazı dizisinin devamı olacaktır.
Elektronik eşyalarınızın boşa enerji harcadığını biliyor musunuz ?
Enerjinin üretimi hala büyük bir sorunken, eski teknoloji, yüksek enerji kullanan elektronik eşyalar, hem ofis bütçesinde uzun vadede tahribat yaratır hemde doğayı kirletir. Verimli kullanılan doğru ürünler, bu sorunu ortadan kaldıracaktır.
Eski monitörler, LCD monitörlere göre %70 daha fazla enerji tüketir. A sınıfı elektronik eşyalar yüksek enerji tasarrufu sağlarken, G derecesine doğru tasarruf düşer. Dolayısıyla aynı iş çok daha fazla enerjiyle yapılmış olur.
Örneğin A sınıfı yerine C sınıfı bir buzdolabı kullanıldığında %45 fazladan enerji harcanmış olunuyor.
Avrupa birliğindeki ülkeler televizyon ve bilgisayarlardaki stand-by özelliğini iptal ederek, yılda 100 milyar dolar tasarruf etmeyi planlıyor. Elektronik cihazlar stand-by ile saatte 4 ila 5 watt enerji tüketmeye devam etmektedir. Sözgelimi ofiste her gün Tv açıkken 5 saat geçirilince, kalan 19 saat boyunca televizyon stand-by konumunda kalacaktır. Buda günde 95 watt’lık bir enerji tüketimi anlamına gelmektedir. Yıllık tüketim ise 34.675 watt’ı bulmaktadır.
Buda yılda 34.6 kW ‘lık enerjinin boşa gitmesi demektir. Gereksiz prizde kalan şarj aletleri de sürekli enerji harcamaya devam etmektedir.
Ofisinizde yeşil bitkileriniz varmı ?
Şehirlerde yaşayan çoğu insan hayatının %90’ını kapalı alanlarda geçiriyor. Kapalı alanların çoğunda hava, dışarıdaki havadan 5 misli daha kirlidir ve bu hava solunur. Ortalama ofis havasında 1.500 ‘ü aşkın sayıda toksik duman saçan kimyasal vardır. Bu gerçekten alarm verici bir rakamdır.
NASA’nın 2 yıl süren araştırmasına göre ofislerimizde yetiştirdiğimiz bazı bitkilerin havadaki en zararlı toksinleri 24 saat içinde %87 oranında azalttığını göstermektedir.
Havadaki formaldehit, benzen, trikloro-etilen molekülleri ile ve karbonmonoksit gazını en çok emen bitkiler tesbit edilmiştir.
Tesbit edilen bitkilerin bazılarıysa devetabanı, afrika menekşesi, yelken çiçeği, paşa kılıcı, benjamin sayılabilir. Ayrıca kaktüsün monitörlerin yaydığı radyasyonu emdiği bilinmektedir.
Kullandığınız temizlik ürünlerinin size ve çevreye verdiği zararları biliyor musunuz ?
Kullanılan tüm temizlik ürünleri atık sulara karışarak yaydıkları kimyasallarla çevreyi kirletmektedirler. Bu kimyasallar atık sular ile arıtım tesislerine ulaşmaktadır. Dünya’da 7 milyon civarında kimyasal madde tanımlanmıştır.
Her 8 saatte bir yeni kimyasal madde üretilmektedir. Sözkonusu kimyevi ve tehlikeli atıkların engellenmesi çevre ile insan sağlığı açısından risk oluşturmaktadır.
Rahim, meme, prostat ve mide kanserinin en büyük tetikleyicisi deterjanlarken, aynı deterjanlar yüzünden 1978 yılında Marmara Denizi ‘nde olan 126 balık çeşidi, bugün 25 çeşide inmiştir. Deterjanlarda kullanılan kimyasal madde olan fosfat, marmara ve karadeniz kıyıları ile göllerde yosunlaşmayı artırmıştır.
Türkiye’de üretilen deterjanlardaki tripoli fosfat oranı %15-30 arasındayken, avrupa’da bu oran %1-5 arasındadır.
Küçükçekmece gölü ‘nde yapılan araştırmalarda, göl suyuna karışan deterjanların kanal ağızlarında konsantrasyonunun litre başına 3 miligram ‘ dan çok olması halinde, göl içinde yaşayan balıkların yumurtalarının ve yavrularının neredeyse yarıya yakını 12 gün de öldükleri tespit edilmiştir.
Çevreyi dikkate alarak temizlik yapmak, hijyenik olarak temizlik yapmak ve aynı zamanda sağlığı ve çevreyi mümkün olduğu kadar az olumsuz etkilemek anlamına gelir. Çevreye verilen zararlar, yalnızca çevre dostu temizlik malzemeleri kullanılarak değil, aynı zamanda bu ürünleri tasarruflu kullanarak ve yeterli dozda kullanarak en aza indirilebilir. Böylelikle kimyasalların çevreye toplam zararı önemli ölçüde azaltılabilir.
Mobilyalarınızı ya da malzemelerinizi seçerken doğal ürünler seçiyor musunuz ?
Çevre problemlerinin fazlalaşması ile endüstriyel malzemelerin zararlarının gün yüzüne çıkması ile mobilya tasarımlarında eski usül ile üretime yeniden dönüş sağlandı. Geleneksel üretim ile yapılan mobilyaların zararlı malzeme içermemesi ve yapımındaki malzemelerin doğalkaynaklı olması ile mobilyanın daha uzun kullanılmasını ve dayanıklı olmasına olanak verirken.Mobilyanın tasarımının da da yeni yollara gidildi.
Ekolojik mobilyalar Türkiye’ye yeni yeni girmeye başlayıp büyük ilgi görsede şu anda Avrupa pazarına kıyasla henüz gerekli duyarlılığa ulaşamadı.
Geri dönüştürülmüş malzemeler farklı bir şeyden dönüştürülerek sağlanmıyor. Kullanılan malzemeler doğaya atıldığında belli bir süre sonra çevreye zarar vermeden %90 ‘dan fazla miktarda doğaya karışabiliyor.
Örneğin çevre dostu masa kullanıldıktan sonra çöpe atılmak istenilirse, içerisindeki alüminyum maddesi eritilerek farklı ürünlerde, ve hatta atılan masanın tıpkısının yapımında kullanılabilmektedir.
Mobilyalarda kullanılan plastik atıklar yüzünden her yıl 100 binden fazla balina, fok, su kaplumbağası ve kuş ölüyor.
Seyehatlerinizde ve taşıt kullanımında çevreyi düşünüyor musunuz ?
Soluduğumuz havayı kirleten nedenlerin başında benzinle veya mazotla çalışan araçlar gelmektedir. Eksoz gazları karbonmonoksit, karbondioksit, kükürt, kurşun ve bunun gibi çok fazla zehir içeren madde içermektedir. Hava da dolaşan bu zehirli maddeler solunumla vücuda taşınmakta ve insan sağlığını etkilemektedir.
Özellikle işleri gereği çok seyehat eden firmaların alternatif yollar ve ulaşım araçları ile yapacakları planlamalar, hem zaman kaybını giderecek hemde çevreye katkıda bulunacaktır. Uzaktan çalışmanın daha da önem kazanacağı ileriki gelecekte ofis dışında çalışabilmeyi kolay hale getiren araçlar ile daha kolay sistemler mümkün hale gelecek.
Yammer, Instant Messenger, Dropbox ve Google Docs gibi programlar ile iş yaşamımız da daha sağlam bir yerde yer alacak. Firmalar arasında ortak yapılan projelerde çalışmayı kolaylaştıran Shift benzeri araçlar önem kazanacak. Döküman paylaşımını sağlayan mobil uygulamaların kullanımı yaygınlaşacak. Hızlı iletişim araçları ile internet üzerinden toplantı imkanları çoğalacaktır.
Türkiye’nin ulaştırmada karbondioksit emisyon istatistikleri 2011 yılında 47.211 bin ton iken, bu sayı 2013 yılında 67.639 bin ton olarak görülmektedir. Bu rakamlar her geçen gün daha da artmaktadır.
Düşük enerji tüketimi olan floresan ya da led aydınlatmaları tercih edebilir, sensörlü aydınlatmalar kullanabilirsiniz
Bir tasarruflu ampul, elektrik ampulünün kullandığı enerjinin sadece onda birini kullanır. Normal ampulde geriye kalan %90 enerji ısıya dönüşür.
Bir yıl süreyle hergün günün yarısında 100 watt ‘lık bir ampulun açık bırakıldığını varsayalım. Bu ampul , 180 kilo kömürün üreteceği enerjiye eşit elektrik tüketir. Ampulü yakmak için kullanılan kömür yaklaşık 450 kilo zehirli gazı havaya püskürtür. Bu da sera etkisini arttırır. Bu zehirli gazların 3.6 kilosu asit yağmuru halinde tekrar yeryüzüne iner.
Tüm bunların hepside yanan bir tek ampulün yüzünden başımıza gelmektedir.
Gün ışığını değerlendirin ; hem bedava hemde çevreyi kirletmez. Perdeleri veya panjurları açın. Ampullerinizin tozunu alın, tozlu ampuller temiz ampullerden daha çok enerji tüketir. Tamamen sağlıklı yöntemlerle oluşturulan iyi bir LED aydınlatma malzemesi, eski tip aydınlatma malzemelerine nazaran ortalama %60 enerji tasarrufu sağlar.
2012 yılında hazırlanan rapora göre 2015 yılında Türkiyenin genelinde LED aydınlatmaların kullanımı %50’ye ulaşacak. 2017 yılında ise tamamı led aydınlatma sistemleri ne geçilecek.
WWF ‘nin başarılı ofis örnekleri
- Bir yeşil ofis, aldığı çeşitli önlemler sayesinde, 1 yıl sonunda, üst üste konulduğında 4 katlı bir apartman yüksekliğine tekabül edecek kadar A4 kağıtından tasarruf sağladı. Toplam kağıt kullanımını %25 azalttı.
- Bir yeşil ofis, çalışanları için kullandığı servislerin rota optimizasyonu sayesinde hem %20 daha az yol katedilmesini sağladı hemde çalışan memnuniyetini artırdı. Bu sayede yıl bazında Dünya’nın etrafını 2 kez dönecek kadar mesafe tasarruf sağladı. Bu tasarruf ile, yaklaşık 500 ağacın temizleyebildiği kadar karbon salınımını da engellemiş oldu.
- Sadece 7 kişiden oluşan bir ofis, aldığı çeşitli önlemler sayesinde 1 yıl içinde kağıt, toner ve kırtasiye masraflarından toplam 6.500 TL para tasarrufu sağladı.
- Diğer bir yeşil ofis, sadece ofis tuvaletleri için kullanılan rezervuar tanklarının kapasitelerini azaltarak 1 yılda 540.000 litre, yaklaşık olimpik yüzme havuzu’nun 1/5’i oranında sudan tasarruf etmeyi başardı.
- Bir plazada bulunan asansör önü aydınlatmaların armatür cinsini ve yerini değiştirerek, 6 ayda toplam 118.366 kW/h oranında elektrik tasarruf edildi. Bu sayı, 4 kişilik bir ailenin yaklaşık 43 yıllık elektrik giderine denk geliyor.
Ofisde mobilya kullanımını dediğiniz şekil yaparsak ofisin tüm kazancını veririz heralde.
güzel yazı olmuş tebrikler böyle yazılardan fazla istiyoruz 🙂